9 Nisan 2017 Pazar

SNOW IN SEA BREEZE 2015

'Şarkının adı ne?'
KONUSU: Sun Mi (Lee Young Ah), çocukluğundan beri hastadır ve daha sonrasında da Miyelodisplastik sendromu teşhisi konulmuştur. Koku hassasiyeti çok fazla olan Sun Mi parfümcü olarak çalışmaktadır. Bir gün Han Nehri'nin yanında Lee Sang Woo (Park Hae Jin) ile karşılaşır. Lee Sang Woo, bir akvaryumda çalışan asıl mesleği yüzücü olan genç ve yakışıklı bir adamdır. Sun Mi ve Lee Sang Woo hayatlarındaki olumsuzluklara birlikte göğüs gerecek olsalar da beklenmedik bir son ile karşılaşacaklar.

LEE YOUNG AH - SUN MI

Sun Mi, ilerisi lösemi olan Miyelodisplastik sendromu teşhisi konulmuş bir genç kızdır. Annesini ve babasını da hastalıklar sonucunda kaybetmiştir. Hassas bir koku duyusu olan Sun Mi, çiçeklerle ilgilenip farklı kokular yapmayı seviyor bu yüzden de bir parfüm şirketinde çalışıyor. Küçüklüğünden beri ilaçlarla ve testlerle hayatını geçirmektedir ama hiç bir zaman karamsarlığa düşmemiştir. Hastalığını kabul edip kendini bir köşeye gizlemeyip hayatına devam etmeyi seçmiştir. 

PARK HAE JIN - LEE SANG WOO
Lee Sang Woo, bir akvaryumda müdürlük yapan asıl mesleği yüzücü olan genç ve yakışıklı bir adamdır. Tek düze bir hayata sahiptir ta ki Sun Mi ile tanışana kadar. Sun Mi'nin doğallığına ve pozitifliğine aşık olmuştur. Sun Mi'nin hastalığını tesadüfen öğrenmiştir ve ona daha da çok bağlanmıştır, artık bu zorlu süreci birlikte atlatmak için elinden geleni yapacaktır.

Sang Woo ile Sun Mi kısa bir süre sonra evlenmeye karar verirler fakat Sang Woo'nun ailesi buna karşı çıkar. Sang Woo kararından vazgeçmez ve evlenirler. Sun Mi'nin hastalığı daha da ilerler ve Sang Woo'ya acı çektirmemek için ondan uzağa giderek tedavisine devam eder. 
Aşkları bundan sonra daha da büyüyecektir.

Uzun zamandır ne dizi ne de film izliyordum ve dün bu filmi izlemek istedim çünkü Park Hae Jin oynuyor. :)
Bu adam her role o kadar çok uyuyor ki hiç bir dizi, filminde emanet gibi durmuyor.
Film Miyelodisplastik sendromuna dikkat çekmek için çekilmiştir.
Filmin konusu zaten fazlasıyla sizi derinden etkiliyor ama bide oyuncuların ekstra size yansıttıkları duyguları perişan ediyor.
Dünden beri kendime gelmiş değilim, bir hastalık var ve sonu belli zaten filmin diyerek sakın bakmayın çünkü büyük bir yanılgıya düşersiniz.
Film bittiğinde aslında bütün işlenen küçük detaylar ile sonunu bizi anlatmaya çalışmış diyeceğinize eminim. Birbiri ile bağlantılı olmayan tek bir sahne yok. Bu bir filmi izlenebilir kılıyor bence çünkü bazen sadece konunun iyi olması yetmiyor işlenişinde konu ile paralel olması lazım ki film bittiğinde zaman kaybı olduğunu düşünmeyelim.

Film hakkında o kadar çok şey yazmak istiyorum ki ama ne yazarsam yazayım size spoi vermiş olacağım bu yüzden de çok fazla uzatmadan eğer bir dram severseniz bu filmi hemen izlemelisiniz demekten başka bir şey diyemeyeceğim. :)

Filmin içinize işleyecek ve her dinlediğinizde filmi tekrar tekrar size yaşatacak da bir ost'u var. Ost'u da buradan dinleyebilirsiniz.
Şuan bu yazıyı yazarken dinliyorum ve gözlerimi doldurmamak için çok çaba harcıyorum.

Okuduğunuz için teşekkür ederim, hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüşlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim :)